23 Ağustos 2012 Perşembe

ÇAM FISTIĞI





ÇAM FISTIĞI TANIYALIM

Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.


Dünya ile üzerindeki mevcudat arasında doğrudan veya dolaylı bir irtibat söz konusudur. Dünyanın da içinde bulunduğu kâinatı ve orada hayat süren canlıları aynı Kudret yaratmıştır. Her şeyi bilen ve bütün mevcudata hükmü geçen Hâlık-ı Mutlak, özellikle insanın her türlü ihtiyacının teminine yönelik, canlı cansız birçok varlık yaratmıştır. Ekosistemde her biri çok mühim hususiyetler taşıyan nice bitki ve meyvenin birçok hikmete binaen yaratıldığı, insanoğlunun ilmî seviyesi arttıkça daha iyi anlaşılmaktadır. Bu bitkiler başta tıp, gıda ve endüstri olmak üzere, çeşitli sahalarda kullanılmaktadır.

‘Koniferler’ denen ve 23 türü bulunan, yurdumuzda göknar, lâdin, sedir, ardıç, servi ve çam adıyla çeşitli bölgelerde görülen orman ürünleri, ekolojik çeşitlilik ve ekonomik fayda açısından oldukça mühim bir yere sahiptir. Bunlar içinde çamgiller (Pinaceae), açık tohumlu bitkilerdir. Bilinen birçok meyvenin aksine, bunların tohumları, meyvenin içinde saklı değil, kozalak pulları üzerindedir. İğne yapraklı olan bu ağaçların birçoğu, her mevsim yeşildir. Ülkemizde, tohumlarının yapısı ve bağlanma şekli farklı olan beş çam türü yetişmektedir. Bunlar; fıstık çamı (Pinus pinea), kızıl çam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis), kara çam (Pinus nigra) ve sarı çamdır (Pinus sylvestris).

Çam ağacının; kabuk, katran, reçine, polen, soymuk, tomurcuk ve esans gibi çeşitli ürünlerinden faydalanılmaktadır. Bu ürünlerden biri de çam fıstığıdır. Fıstık çamı, 12–25 m kadar uzayabilen, taç kısmı şemsiyeye benzeyen gösterişli bir ağaçtır. 150 yıl kadar yaşayabilen bu bitki, 7–9 yaşlarından itibaren ‘meyve’ tabir edilen ‘kozalak’ vermeye başlar. Bu kozalaklar, ağaç 10–15 yaşlarına geldiğinde toplanacak duruma gelir. 20–28 yaşlarındaki ağaçlardan yaklaşık 120 kilogram kozalak toplanabilmekte, bu kozalaklardan da 6–8 kilogram iç fıstığı elde edilmektedir. Çam fıstığı, isteğe bağlı olarak kabuklu veya kabuksuz şekilde tüketiciye sunulur. Bu ağaçlardan 70–80 yaşına kadar bol mahsul alınabilir. Ülkemizin şartları, çam fıstığının yetişmesine müsaittir. Bu ağaç özellikle Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde yetişir; bilhassa Batı Anadolu’da (Ayvalık, Aydın, Muğla) orman oluşturacak kadar yaygındır. Kuzeybatı Anadolu’da yetişenler Kozak tipi (Bergama), Aydın ve Antalya’dakiler Aydın tipi, Maraş civarında yetişenler de, Maraş tipi çam fıstığı olarak adlandırılır.

Kozak tipi fıstıkların verimi çok yüksek olduğu için, şöhreti sınırlarımızı aşmıştır. İtalya’da yetiştirilen çam fıstığının 1.300 adedi, 1 kilogram gelirken, Kozak yöresinde üretilen çam fıstığının 1.213 adedi, 1 kilogram gelmektedir. Kozak fıstıkları daha iri ve dolgundur. Bu yörenin toprak yapısı, yağış rejimi ve iklim şartları verimi artıran en mühim faktörlerdir. Kozak yöresinde bulunan 16.000 hektar civarındaki fıstık çamı sahası, Türkiye’nin fıstık çamı alanlarının (36.000 hektar) yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Türkiye’de üretilen ortalama 1.300 tonluk çam fıstığının yaklaşık 1.000 tonu, Kozak yaylasından elde edilmektedir. Kozak’ın üretim değeri, İtalya ve Portekiz’in de aralarında bulunduğu birçok ülkenin üretim değerinden daha fazladır. Çünkü bu yörenin toprakları, fıstık çamının gelişmesi açısından oldukça müsait özellikler arz etmektedir.

Fıstık çamının yetiştirilmesi ve ekonomik değeri
Allah, yeryüzünü çeşitli mahiyetteki maddelerle donatırken, o sahalarda hayat sürecek canlıların ihtiyaçlarını da -toprağın altında veya üzerinde- mutlaka yaratmış ve onları insanlığın hizmetine sunmuştur. Çam fıstığını da -âdeta onun çok kıymetli bir ürün olduğunu hissettirircesine- kozalakla paketleyerek göndermiştir.

Çam kozalağı meyvesi, üç yılda olgunlaşır. Ağaç kollarının başlangıcında üç yıllık, ortasında iki yıllık, en ucunda da taze kozalakları görmek mümkündür. Bu, sadece fıstık çamı ağacına has bir özelliktir. Kozak yöresinde M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren fıstık çamı yetiştirildiği bilinmektedir. Roma dönemi eserlerinden, topraktan yapılmış ‘fıstık çamı kozalağı vazosu’ bu fikri desteklemektedir. Fıstık çamının ekonomik olarak değerlendirilmesi, Romalılar döneminde başlamıştır. Türklerde ise, fıstık çamının ticarî ve ekonomik değerinin üç asırlık bir geçmişi vardır. Türkiye’de fıstık çamı kozağı, tabiî olarak yetişen ve mülkiyeti Orman Bakanlığı’na bağlı yerlerden veya halkın kendi arazilerine diktiği fıstık çamlarından elde edilmektedir.

Kozalakların toplanması için en müsait zaman dilimi, mayıs-aralık arasıdır. Sırıklar yardımıyla dalından düşürülen kozalaklar, toplanarak kurutma alanına taşınır. Güneşin tesiriyle kuruyan kozalaklar, mekanik yöntemlerle kırılarak, kabuklu çam fıstığı taneleri, kozalaktan ayrılır. Bir sonraki adım ise, kabuklu çam fıstığı tanesini kırarak, kabuğun içindeki çam fıstığını çıkarmaktır. Bu faaliyetler, elde edilecek çam fıstığının gerek görüntüsünü gerekse kalitesini korumada, hususi dikkat ve itina ister.

Besin değeri
Çam fıstığı, beyazımsı bir renge ve kendine has bir aromaya sahip kılınmıştır. Enerji verici bir hususiyet bahşedilen bu mahsul, bol protein ve mineral ihtiva eder. Bu hususiyetleri dolayısıyla dünyada haklı bir üne sahip olan bu gıda, sağlıklı diyetler için tavsiye edilmektedir. 100 gram çam fıstığı terkibinde 44,9 gram yağ, 31,6 gram protein, 5,15 gram karbonhidrat ile vitaminler, mineraller ve su bulunmaktadır. En çok bulunan vitaminler; askorbik asit (C vitamini), tiamin (B1 vitamini) ve riboflavindir (B2 vitamini). Çam fıstığında, doymamış yağ asitlerinden oleik asit ve linoleik asit; doymuş yağ asitlerinden de, palmitik asit ve stearik asit bulunmaktadır. Çam fıstığının 100 gramının kalori değeri, 583 olarak belirtilmiştir.

Şifa vesilesi hususiyetleri
Bir imtihan vesilesi olan hastalıkları yaratan Allah’ın, o hastalıklara şifa olacak maddeleri de yarattığı bilinen bir hakikattir. Allah’ın Şâfi isminin bir tecellisi olarak çam fıstığına şu hususiyetler verilmiştir: Çam fıstığı; tüberküloz ve aneminin gelişmesini engellemeye vesile olmakta; ayrıca damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, onikiparmak bağırsağı, siroz ve mide tedavisinde kullanılmaktadır. Bu gıda, pankreas hastalıkları ile romatizmanın tedavisinde de tesirlidir. Çam fıstığının muhteviyatında bulunan doymamış yağ asitlerinden linoleik asit, vücutta oluşması muhtemel birçok zehir için, panzehir özelliği taşımaktadır. Bundan dolayı bu gıda, hava kirliliği seviyesi yüksek olan şehirlerde yaşayan insanlar için önem arz etmektedir.

Yağ asitlerinin bir kısmı vücut tarafından üretilmez, yalnızca beslenme yoluyla alınır. Çam fıstığı, vücut için gerekli olan gamma linolenik asid-pinolenik asidin (GLA) mühim kaynaklarından biridir. Çam fıstığı ayrıca GLA’dan başka karoten, çinko, manganez, bakır, potasyum, omega–3, omega–6, fosfor, B, E vitamini ve demir yönünden oldukça zengin, güçlü antioksidanlardan biridir.

Çam fıstığı ile alınan linolenik asit vücutta, gamma linolenik asite (GLA) dönüştürülür. Bu, daha sonra vücutta bir dizi reaksiyonla prostaglandinlere dönüşmektedir. Hormonlara benzer tesiri olan ve pek çok metabolik işleme tesir eden prostaglandinler, hücre fonksiyonlarının düzenlenmesinde hayatî öneme sahip kılınmıştır. Başta MS (Multiple Skleroz) olmak üzere, kolesterolden zengin diyet, çinko eksikliği, viral enfeksiyonlar, şeker hastalığı, stres, radyasyon, kanser, yaşlılık gibi durumlar bu enzimi bloke eder. Bu sebeple GLA’nın vücuda dışarıdan alınması, tedavide olumlu neticeler vermektedir.

GLA ihtiva eden bileşiklerin lâboratuvar şartlarında kanser hücrelerinin ölmesine vesile olduğu tespit edilmiştir. Beyin, prostat ve son olarak meme kanseri hücrelerinde denenmiş olan GLA, İngiltere’de ‘göğüs kanseri’ olan kadınlarda, Tamoxifen adlı (meme kanserinde kullanılan) hormonal bir ilâçla birlikte kullanılmış ve hastaların bu ilâca cevap verme nispetlerinde artış tespit edilmiştir. Kesin olarak bilinmemekle birlikte, GLA’nın, tümörün beslenmesine ve gelişmesine yol açan damarlanmadaki artışı (anjiogenesis) baskılamaya vesile olduğu tahmin edilmektedir.

Bir çalışmada GLA’nın kanser ilâçlarının tümör üzerindeki tesirini artırmada rol aldığı tespit edilmiştir. Meme kanserinde kullanılan Vinorelbin adlı ilâçla birlikte alınan GLA’nın tümör hücresinin üremesinin hızlı ve tesirli bir şekilde durmasına vesile oluğu belirlenmiştir.

Başka bir çalışmada ise, GLA’nın tümör hücrelerindeki yapışma (adhezyon) özelliğini, dolayısıyla da tümör hücresinin hareket etme kabiliyetini azaltmada rol aldığı ortaya konulmuştur. Yine aynı araştırmada; GLA’nın tümör hücresi üzerinde lipit peroksidasyonu adı verilen bir mekanizma ile seçici toksisite (zehirleme) özelliği gösterdiği ve tümörün beslenmesini sağlayan damarlanmayı baskılamaya vesile olduğu tespit edilmiştir.

Kullanıldığı diğer sahalar
Endüstriyel mânâda bu mahsul farklı işletmelerde başka bir üretimin girdisi olarak, market ve lokantalarda da, tüketim maksatlı talep edilmektedir. Çam fıstığı; tatlı, pasta ve yemeklerde tat ve çeşni vermek üzere kullanılmaktadır. Çam fıstığı yağı ise, tatlıcılıkta, sebze yemeklerinde, mayonez, margarin yapımında ve kozmetik sektöründe tercih edilmektedir.

Verilen nimetlerin farkında olmak ve onları yaratılışlarındaki hikmetleri anlayarak gereği gibi kullanmak, hem bir şükür vesilesi olacak hem de nimetten alınan lezzeti derinleştirecektir. Bu yönüyle çam fıstığı, gerek faydaları gerekse bir hediye paketi mahiyetindeki kozalağıyla Musavvir-i Ezelî tarafından insanoğluna hususi bir hediye olarak bahşedilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder